TÜRKİYE BU KÖŞE YAZISINI KONUŞUYOR:'İZMİRLİ ÜNLÜ GAZETECİ EYÜPHAN GÜNDOĞDU O AVUKATIN ŞEYTANİ PLANLARINI ORTAYA ÇIKARDI'

3 günce yazdığım araştırma haberi ulusal medyaya düşünce avukatım diye ortalarda dolaşan, ama avukatlık açma ruhsatı askıya alınan bu naylon fatura dolandırıcılarını uzun uzun yazayım,

TÜRKİYE BU KÖŞE YAZISINI KONUŞUYOR:'İZMİRLİ ÜNLÜ GAZETECİ EYÜPHAN GÜNDOĞDU O AVUKATIN ŞEYTANİ PLANLARINI ORTAYA ÇIKARDI'
31 Ekim 2023 - 21:32

Yazmakla da bitmez bildiklerim..

Tüm Türkiye’de vergi ve idari kamu dairelerinde sorun yaşayan kişilere, yargıdaki çete üyesi bazı tanıdıklarını rüşvet karşılığı bağlayarak, istediği yönde işlem yaptırabilen ve sonunda istediği yönde karar aldırtabilen çete lideri Ahmet GÜN, tabiri caizse, sonunda baltayı tam anlamıyla taşa vurdu. Evet, daha önce de bahsettiğim gibi Türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en büyük kara para aklayıcısı, naylon faturacısı ve en büyük rüşvetle kamu dairelerinde işini hallettirmede son derece başarılı Ahmet GÜN ve çetesi; tanıdığı ve rüşvet karşılığı işini yaptırdığı, Eski Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ün Başdanışmanı, Anayasa Mahkemesi raportörü, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay üyeleri, Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri ve İlk Derece Mahkemeleri üyeleri(Hakimler-Savcılar-KatipMübaşir-Kalem Müdür ve Personelleri vs.,) Türkiye Noterleri ve katipleri, Ticaret Sicil Memurları, Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı görevlileri, Vergi Müfettişleri, Vergi Dairesi Müdürleri ve Müdür Yardımcıları, Bölüm Şefleri ve çalışanları vb. kamu kurumlarında çalışanlardan tanıdığı ve rüşvetle yönettiği bazı kişiler sayesinde seçtiği ve pis ağına düşürdüğü kurbanlara, istediği işlemleri yapmakla ün yapmış birisi olarak tanınan, hatta kendini, Avukatlık Ruhsatı’nı alamadığı halde, yurt dışında okumadan rüşvetle Türkiye’ye yatay geçiş yaparak, özel bir üniversiteden yine rüşvetle Hukuk Bölümü’nü bitirmeyi başaran sahte Avukat Ahmet GÜN ve çetesinin, bahsettiğim bu işleri nasıl yaptığını detaylıca anlatayım. Şöyle ki, çete lideri Ahmet GÜN ve üyeleri, bu işlere kurbanlarını seçerken, iki yönlü çalışma planlayarak, tasarlayarak olayı başlangıcından sonuna kadar şematik olarak çete üyesi mensubu avukatlarının da nezaretinde, yukarıda bahsettiğim kamu kurumlarından çete üyesi mensubu olanları da dahil olarak gerek İstanbul Beylikdüzü’nde bulunan ofisine, gerekse İstanbul Büyükçekmece Alkent’teki havuzlu müstakil malikanesinde, gözlerden uzak bir şekilde kimsenin dikkatini çekmeden, işyerindeki ya da malikanenin bulunduğu sitedeki güvenlik görevlilerine de özellikle gelen kamu görevlileri (E.C.B.Başdanışmanı, Hakimler-Savcılar-V.D.Müdürleri/Çalışanları vs.) gerçek kimliklerini saklayıp kod adlarını kullanarak misafir edasıyla saatlerce hatta bazen günlerce süren toplantılarının yapılacağı adrese intikal ederler. Toplantının sonucunda seçilen kurbanlara, çetenin bu pis işlerini yürütmek için, profesyonelce defalarca kere yönettiği ve uyguladığı 2 yöntemden hangisini uygulamaya başlayacaklarını kararlaştırırlar ve operasyona start verirler. Ahmet GÜN ve çetesinin, profesyonelce, adım adım planlayarak yönetmekte ustalaştığı 2 yöntemini aşağıda sizlere kısaca açıklıyorum;

1. YÖNTEM Ahmet GÜN ve çetesi, Maliye’de görevli olan çete mensubu üyelerini kullanarak seçecekleri kurbanın bilgilerine el altından ulaşırlar. Kurban seçiminde, seçtikleri kurbanların itibarlı, şerefli ve en önemlisi maddi durumlarının üst düzeyde olması en önemli faktörlerdendir. Sonrasında devlet kurumlarında çalışan çete üyeleri, devreye girerek, bilgilerini elde ettikleri kurbanları, düzmece yalanlarla, sahte evraklarla, sahte tebligatlarla ve makamlarında birebir, yüz yüze; ancak şahitsiz şifahi tehditlerle ceza kesmekle, haciz baskısı uygulamakla, mal varlıklarına ve banka hesaplarına tedbir uygulamakla korkutarak, saldıkları korkunun verdiği güçle, ikna kabiliyetlerini de kullanarak, seçilmiş kurbanları bir şekilde endişe içinde, çete lideri Ahmet GÜN’ün kucağına iterler ve tüm bu olanlara tesadüf süsü vererek çete lideri ADLİYELERİN ŞOVALYESİ AHMET GÜN ile bir buluşma organize edilir ve çetenin şuana kadar planlayarak adım adım yönettiği ve dört gözle beklediği, ana hedef olan tahsilat operasyonu bu an itibariyle başlar. Şovalye Ahmet GÜN, buluştuğu kurbanı öncelikle üstünlük sağlayan birisi olarak ve daha önceki kurbanlarıyla yaşadıklarını ve tabiri caizse saklı tuttuğu rüşvet sayesinde, kamuyu zarara uğratarak sözde elde ettiği başarılarını kahramanlık edasıyla kurbanına anlatarak “Hiçbir şey olmaz, dert etme, bu ülkede adalet yok ama ben varım, söke söke hakkını koruruz” vs. gibi laf cambazlıklarıyla, planladığı şekilde kurbanını rahatlatır ve tam bu esnada şov edasıyla yönettiği çetenin üyeleri olan Avukat, mali müşavirleri, katipleri, bilgi işlemcileri vs. gibi çete mensuplarıyla yeni kurbanını tanıştırmış olur ve akabinde seçilmiş kurbanla bundan sonra planları dahilinde olan defalarca yapılacak toplantıların üyelerini bir araya getirmiş olur ve planlanan operasyonun kontrolünü tamamıyla eline alır. Şaşkınlık içinde kendine güven gelen günahsız ve gerçek manada hiçbir usulsüz iş ve işlemi olmayan, vergi kaçırmayan, kara para aklamayan, devlete karşı tüm edimlerini ve yükümlülüklerini kayıtsız, şartsız ve eksiksiz yerine getiren, çete lideri Ahmet GÜN tarafından kurulup harfi harfine yönetilen oyundan bihaber kurban, Ahmet GÜN ile tanıştıklarına (sonradan neredeyse düşman olacağı :) ) şimdilik son derece memnun kalır. İlk toplantıda, planları gereği yapacağı hizmetlerden ötürü şimdilik hiçbir bedel telaffuz etmeme cüretini gösteren; ancak ağına düşürdüğü kurbanını bundan sonraki süreçte de planladığı gibi kolayca yöneteceğini hisseden çete lideri Ahmet GÜN de, yeni kurbanı ile tanışmaktan son derece mutludur. Sağlanan bu diyalog neticesinde çetenin adım adım operasyona başlama zamanı çoktan gelmiştir; çünkü kurbanlarını tavuk yolar gibi yolma planı yapan Ahmet GÜN’ün tahsilat iştahı her geçen saniye sabırsızlıkla kabarmaktadır. Sözü daha fazla uzatmadan operasyonun ivmelerine geçersek; Ahmet GÜN kamudaki çete üyelerine bir şekilde operasyona başlama talimatı gönderir, devletin gücünü kullanmak suretiyle seçilmiş kurbana saldırı emrini verir. Kurban, mernis adresine sözde devletten kendi adına yapılan sahte tebligatlar (bazen sahte postacılar tarafından yapılan) eline ulaşınca, olayın en başında hissettiği korku ve endişe hissiyle koştur koştur Ahmet GÜN’den randevu talep eder. Sözde Ankara’da olduğunu yalan beyanla bildiren Ahmet GÜN, ilk birkaç gün kurbana yoğun olduğunu, Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde toplantıları olduğunu, T.C. Maliye Bakanı’nın kendisinden bazı konularda görüş ve brifing istediğini, Adalet Bakanlığı temsilcileri ile davete katılacağını, Danıştay’da toplantıları olduğunu, Sayıştay’da bir tanıdığını yeni görevinden ötürü tebriğe gittiğini vs. gibi sözde kendini çok popüler ve önemli gösteren yalanlarla telefonda kurbanını rahatlatarak genellikle 2-3 gün sonrasına randevu verir. Bu meyanda çete üyesi kamu çalışanları kurbanı taciz ederek, acil Ahmet GÜN ile bir şekilde görüşüp olayın sürecini başlatması gerektiğini; aksi halde bütün ticari itibarının yok olacağı korkusunu kurbana aşılayarak bir kere daha kurbanı Ahmet GÜN’ün kucağına itmeye çabalarlar. Sözde seyahatte olan çete lideri Ahmet GÜN, randevu saatinde kurbanla buluşur ve endişe içinde olan kurbanı rahatlatmak amacıyla, önceden kurbanla görüşen çete mensubu kamu görevlisini yanına emrivaki bir şekilde çağırır ve uygulayacakları operasyonla alakalı sözde taktikler vererek yanından gönderir. Bu durumu gören kurban bir kez daha şaşkınlıkla son derece güvenir. Çete lideri Ahmet GÜN’ün yönettiği ve oynadığı tiyatro sonucunda asıl amaç olan tahsilata girişilir ve kurbandan sözde tebligatın iptal ettirileceği gibi işlemlerin bedeli olarak başlangıçta cüzi bir miktarda döviz talep edilir (Yüz bin USD kadar). Bu aşamaya kadar Ahmet GÜN’e her geçen gün daha da güvenen kurban, başına geleceklerden habersizce Maliye tarafından çete liderinin planlanmış şantajı sonucunda, kurbanın şahsına uygulanan milyarlarca liralık vergi tarh-ı karşısında başlangıç olarak Ahmet GÜN’ün talep ettiği tutarın hiçbir şey olmayacağı düşüncesiyle derhal Ahmet GÜN’e ödeme yapar (Ödemeler çete liderinin şartı olarak hep elden yapılır). Bu tahsilatlar, ilki yapıldıktan sonra, senaryoyu yazan Ahmet GÜN’ün yönetimi doğrultusunda defalarca kere kurbandan az çok demeden periyodik olarak devam eder. Bu aşamalar devam ederken, çete liderinin planları dahilinde yargı süreci başlar ve ilk aşamada kurbanın lehine kararlar çıkar ve akabinde kurbandan büyük tahsilatlar dönemi başlar (Milyon USD’ler dizisi). Maddi gücü yerinde olan kurban, şayet bu ödemeleri hiç itirazsız yerine getirir ise, çete lideri az tahsilat yaptığı düşüncesine kapılır ve lehe çıkan kararları yukarıda da belirttiğimiz gibi Bölge İdare Mahkemesi’ndeki hazır talimatını bekleyen çete mensuplarına (Heyet-Başkan-Hakim) emir vererek kurbanın lehe çıkan kararını aleyhe olacak şekilde emri doğrultusunda bozdurur. Tekrar endişeye kapılan kurban, bihaber olduğu çete lideri Ahmet GÜN’ün ağına bir kez daha düşmüş olur ve randevu alarak yanına gider. Şovalye Ahmet GÜN, birkaç tane Bölge İdare Hakimi’ni kendi kullandığı özel telefonundan arayarak azarlar ve sözde aleyhe karar veren İdare Mahkemesi Üyelerini ve Başkanı’nı gerekirse dönemin C.B. Başdanışmanı’nın ve Adalet Bakanlığı bünyesinde tanıdığı olan Hakim ve Savcıları, atama yetkisine haiz Hakim tanıdığını, sonuç alamazsa HSYK tanıdığı Hakimler şikayette bulunacağını, sözde haberi olmadığı ve kurban aleyhine çıkan kararın tam bir hukuk garabeti ve kendi deyimiyle cinayet olduğu vurgusunu yaparak yönettiği ve oynattığı tiyatronun tam anlamıyla 2. perdesine geçer. Gişe rekorları kıracak tiyatronun 2. perdesi, planlanmış bu operasyonun asıl amacı olan tahsilat ve Ahmet GÜN’ün vuracağı büyük vurgunun da en kritik ve en önemli aşamasıdır. Bundan sonraki kurban üzerinde dönecek oyun, gerçekten profesyonelce yönetilmesi gereken, dolandırıcılık, yargıda hile ve rüşvet, hırsızlık, şantaj, yalancı şahitlik, kişinin mal varlığını zor kullanarak elde etmek, sahtekarlık, sahtecilik, iftira, usulsüz tebligat yöntemleri, sahte posta memurları, her türlü muvazaalı işlem, resmi ve özel evrakta sahtecilik vs. gibi haince planlanmış emellerine ulaşmak adına, tamamen kurbanlara devletin imkan ve olanaklarını sanki kendi elinde tutuyormuş hissi yaratıp, bunun karşılığında haksız kazanç sağlamak amacıyla, başta maddi durumu iyi olan kurbanların mal varlıklarına, paralarına, şirketlerine, arabalarına, menkul ve gayrimenkullerine, açıkçası para eden sahip olduğu her değere çökme operasyonudur. Çete liderinin planladığı gibi sorunsuz ve istediği yönde devam eden operasyon neticesinde, gün ve gün kurbandan banka ve kayıt olmaksızın nakit olarak elden yaptığı haksız tahsilatlar neticesinde; aslında olayın başlangıcından sonuna kadar tarafsızca incelenmiş olsa, hiçbir usulsüz iş ve işlemi olmayan kurban artık Ahmet GÜN’e yaptığı çok yoğun ve olağanüstü ödemelerden dolayı yorgun düşmeye başlar. Bunun akabinde hiçbir ivme yol kat etmeyen SÖZDE KURBANI DEVLETTEN KURTARMA OPERASYONU karşısında hain emeller içerisinde olan çete, kurbandan her defasında daha fazlasını ister ve kurbanın nakdi gücü suyunu çektiği için, bu sefer de kurbanın tüm malvarlıklarına göz dikerek adeta kurbanı soyup soğana çevirmek için operasyonun son aşamasına geçer. Bunun akabinde yargı camiasında güçlü tanıdıkları olan Ahmet GÜN, şayet kurbandan bir miktar daha tahsilat yapacağını hissederse, yargı camiasındaki kendi çete mensuplarını devreye sokar. Aslında suçu günahı, hiçbir usulsüz işlemi olmayan ve sadece çete liderinin verdiği direktifler doğrultusunda ÇETE MENSUBU VERGİ MÜFETTİŞİ tarafından tamamen çeteye gelir sağlamak adına görevi kötü kullanmak suretiyle batırılmaya uğraşılan kurban, dönen bütün oyunun farkına vararak son kez çete liderinin göz diktiği malvarlıklarının, kendi itibarının kurtarılması ve çete lideri tarafından usulsüzce uygulanan vergi tarhının iptal ettirilmesi şartı ile, çete lideri Ahmet GÜN tarafından tamamen yağmalanmasına mecbur olur. Sözde yapmadığı usulsüzlüğün, aklamadığı kara paranın, kullanmadığı naylon faturanın, kaçırmadığı verginin bedelini sadece ve sadece basiretli bir iş adamı olduğu için, Ahmet GÜN tarafından düşürüldüğü bu durumdan, devlete olan borçtan kurtulup sicilini temizlemek adına, olayın en başına da geri dönemediğinden, devlet makamlarına, yetkili mercilere sesini duyuramadığından, her hamlesinde Ahmet GÜN gibi bir beladan başka türlü kurtulamayacağına talihsizce inandığı için, bir nevi kaderine razı gelip çete lideri Ahmet GÜN’e nakdi, gayrinakdi ve vadeli bonolar ve para edecek her türlü değer olmak üzere öder ve kurtulmayı ümit ederek yağmalanır.

2. YÖNTEM Çete lideri Ahmet GÜN bu sefer ise, akıllara gelmeyecek, insanlığa sığmayacak, kimsenin cesaret etmeyeceği 1.yönteminden çok daha haince ve tabiri caizse yediği kaba pisleyecek şekilde insafsızca daha önceden planlayarak yürüteceği operasyonu size aşağıda çok uzun olmayacak şekilde özetleyeceğim. Çete lideri gözüne kestirdiği kurbanları mali müşavirlik hizmeti vermek için daha önceden belirler ve belleğine yazar. Bu işlem sırasında seçtiği kurbanlara ulaşmak için, kurbanların tanıdıklarına, eşine, dostuna bir şekilde ulaşarak ya da kurduğu çete mensuplarını kullanarak, her olayında kullandığı ve tanıştırmaya çalıştığı E.C.B. Başdanışmanı’nı veya yine 1.Yöntem’de açıkça sıraladığımız diğer çete mensuplarını kullanarak, telefonla aratarak daha önceden planlar kurarak seçtiği kurbanla samimiyet kurar. Gerek davetlerde, gerek sözde iş yemeklerinde, gerek spor aktivitelerinde, gerek FETÖ sohbetlerinde, gerek tanıdığı tanımadığı faal üyesi olduğu FETÖ terör örgütü mensuplarını, üyelerini, başkanlarını, ağabeylerini kullanarak kurbanlarıyla samimiyetini geliştirir. Daha önceden tasarladığı doğrultuda, operasyonu böylece adım adım yürütür ve planları dahilinde kurbana mali müşavirlik hizmeti yapmayı teklif ederrrr. Çete lideri Ahmet GÜN, maddi durumunun çok iyi olduğunu kurbanına alenen göstererek ve kamu personeli olan çete üyelerini (E.C.B. Başdanışmanı-Hakim-Savcı-Vergi Müfettişi vs.), seçtiği kurbana şov amacıyla tanıtıp reklam ederek, kurbanının dikkatini çekmeye çalışır. Tabi bütün bunları yaparken seçilen kurbanın maddi durumunun iyi olması, çete liderinin seçeceği kurbanında aradığı en önemli ilk koşuldur. Böylelikle çete lideri Ahmet GÜN’ün seçtiği itibarlı, zengin, köklü, dürüst, devlete olan görev ve yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren, hiçbir türlü usulsüzlüğe bulaşmamış kurban; sözde mali müşavirlik hizmeti vermek, resmi ticari defter ve belgelerini işlemek, sevk irsaliyeleri ve faturalarını tanzim etmek, finansman gereçlerini düzenli olarak takip etmek, kısacası bahse konu işlemlerin sorumlusu olmak adı altında, kurbanın tüm muhasebe ve mali sorumluluklarını kusursuz yönetmek için sorumluluk alıp en iyi şekilde temsil etmek için resmen sorumlu olduğunu kabul eden çete lideri Ahmet GÜN ile; Ahmet GÜN tarafından planlanarak kurulan hain emellerinin artık vazgeçilmez bir parçası olduğundan habersizce, Ahmet GÜN’ü resmen mali işlerini yönetmek için tam yetkiyle yetkilendirmiştir (Sınırsız tam resmi yetki A. GÜN’ün talebidir. Zannımca bu durum, ilerleyen günlerde yazılarımda açıklayacağım üzere, Dilan-Engin POLAT çiftinin de kaderiyle de aynıdır.Çete lideri Ahmet GÜN planlarını uygulamak için, kurbanın resmen yetkilendirdiği tüm mali işlerinden sorumlu tek yetkilisidir. Bu durum önceden planlar yapan çete lideri Ahmet GÜN’ün iştahını kabarttığı gibi, çete lideri Ahmet GÜN’ün ilk yaptığı işlerden biri de, kurbanın daha önceden çalışanları olan muhasebe personellerini uzaklaştırmak ve tüm mali kontrolü eline geçirmek için çete üyelerini yardımcısı gibi gösterip, sözde maaş vererek kasten ve bilinçli olarak çıkarttığı personellerin yerine işe başlatmaktır. Yeni işe başlayan çete üyeleri, kurbanın gözünü boyamak ve itibar kazanmak için geceden sabahlara kadar, sözde kurbanın mali kayıtlarını düzenlemek ve sözde düzeltmek (düzenli olanı bozmak!!!) adı altında planladıkları operasyonun sonraki aşamaları için düzenli olan bütün kayıtları bozmak için büyük bir çaba harcarlar. Çete lideri Ahmet GÜN’ün çete üyelerine yaptırdığı, bu sözde göstermelik, ummalı ve özverili çalışma, halbuki kurbanın habersizce adım adım operasyonun sonunda uğrayacağı zararların başlangıcının temelleridir. Böylelikle kurbanın düzenli olan kayıtlarını, gün ve gün, önceden planladığı gibi düzensizleştirip, ilk başlarda dikkat çekmeyecek şekilde usulsüz işlemleri kayıtlara bilinçli art niyetli bir şekilde işleyerek, kurbanın farkındalığını test eder. Mali konulardaki tüm sorumluluğun ve sınırsız yetkinin sahibi olan çete lideri Ahmet GÜN, aslında mali konularda herhangi bir ihtisas ve özel bilgisi olmayan kurbanın, farkında olmayacağını çok iyi bilir; ancak operasyonun bir sonraki evresi için bu testi yapması operasyonun başarıyla devam etmesi için bir sonraki aşamaya geçiş şartıdır. Asıl operasyon, bu an itibariyle başlar ve çete lideri bütün örgüt mensuplarını ikaz ederek kayıtların daha sonraları işine yarayacağı şekilde alenen usulsüzleştirmesini emreder. Kendisine kayıtsız şartsız itaat duyan çete üyeleri, liderleri Ahmet GÜN’ün emir ve talimatlarını aynen uygulamaya başlarlar. Çete lideri Ahmet GÜN, kurduğu operasyonun sonunda tıpkı 1. yöntemde de olduğu gibi kurbanını yağmalamak ve kurbanın maddi gücünü, tüm malvarlığını tümüyle kendi uhdesine geçirmek için yaptığı bu işlemlerle bir sonraki hamleye geçecektir. İŞTE ŞİMDİ OPERASYON BAŞLIYOR VE ÇETE LİDERİ UÇUŞA GEÇİYOR!!! DİKKAT!!! DİKKAT!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! Çete lideri Ahmet GÜN’ü resmen yetkilendirip, mali sorumluluğu ve yetkiyi verdiği güne kadar son derece itibarlı, iş ve işlemlerinde usule ve hukuka uygun hareket eden, Türkiye Cumhuriyeti vergi mevzuatına harfi harfine uyan, intizamlı kayıtları olan kurban, çete liderinin hain emelleri neticesinde artık bu özelliklerini isteği ve kontrolü dışında yitirmiş ve kayıtlarında usulsüzlükler bulunan biri haline art niyetli bir şekilde çete lideri tarafından getirilmiştir. Hala daha bu durumun farkına varamayan kurban, çete lideri ve çete mensubu olan kamu personelleri (V.D.Müdürü-V.D.Müdür Yrd.- V.D. Personeli-Vergi Müfettişi) tarafından ihbar edilir ve çete üyesi vergi müfettişleri tarafından resmi kayıt ve belgeleri incelenmek üzere kurbana davetiye gönderilir. Posta kanalı ile eline davetiye ulaşan kurban, tüm mali sorumluluğu ve yetkiyi üzerine alan çete liderine davetiyenin bilgisini verir. Önceden planları yapan çete lideri, “hiçbir şey olmaz, ne olabilir ki ? Her şey kontrolümde. İstediklerini yapsın, incelesinler” edasıyla kurbana güven tazeleyerek, kahramanlık taslar. Tabi ki bu durum çete liderinin planladığı ve istediği bir durumdur. Akabinde, çetenin üyesi olan müfettişe, kurbanın resmi belge ve defterleri, çete lideri tarafından ibraz edilir. Çok uzatmamak adına, incelemenin sonucu tabii ki ve anlayacağınız üzere bellidir. Çete liderinin talimatı ile art niyetli bir şekilde tahrif edilen ve usulsüz hale getirilen kayıtlar, çete üyesi olan müfettiş tarafından sanki bilinmiyormuş gibi fark edilir ve gerekli cezai yaptırım işlemleri başlatılmak üzere rapor tutulma aşamasına geçilir. Bu esnada ŞOVALYE ÇETE LİDERİ AHMET GÜN, itibarlı kurbanını bu işlemi rüşvet karşılığında (MilyonUSD’ler) çözebileceği teklifi getirilir; ancak itibarlı ve böyle şeylere tevazu göstermeyen kurban direkt olarak reddeder. Her ne kadar çete lideri Ahmet GÜN, planlanan operasyonun bir sonraki senaryosu olacak olan aşama için kurbana, ilerleyen süreçte daha pahalıya mal olacağını, hizmet bedeli ekleneceğini, yargılama giderleri doğacağını telkin ederek, bugüne kadar olan iş ve işlemlerinden Ahmet GÜN’ü tanıdığı ana kadar son derece sorunsuz yürüten kurban, çete liderinin böyle art niyetli davranarak kendisini zora sokacağını zerre kadar düşünmeyerek rüşvetin verilmesi konusunda kendisini ikna etmeye uğraşan Ahmet GÜN’ü bir kez daha reddeder ve inandığı doğru yolda hakkını aramak için kolları sıvar. BÖYLECE DE KURBAN OLACAKLARDAN BİHABER BIÇAĞIN ALTINA YATAR……… DİKKAT !!! DİKKAT !!! DİKKAT !!! Çete üyesi vergi müfettişi tarafından çete lideri Ahmet GÜN’ün talimatıyla idam sehpasına çıkarılan kurban, akabinde müfettişin vergi raporuyla borçlandırılır. Bu durum, çete lideri Ahmet GÜN’ün son derece hoşlandığı aşamalardan biri olmakla beraber, kurbanın da gerçek manada çete lideri Ahmet GÜN tarafından yağmalanmaya başladığı ilk andır. Şovalye Ahmet GÜN, yazdıklarımdan da artık anlayacağınız üzere, Milyon Dolarlık ilk talebini kurbana iletecek ve basiretli kurban, kendinden emin olduğu için, bu olağanüstü talebe ret cevabı verecektir. Bu durum çete liderini daha insafsızlaştıracak ve kendi çetesinin üyesi olan vergi müfettişi, Ahmet GÜN’ün talimatı ile kurbana devlet gücünü kullanarak ihtiyati tedbir uygulayacaktır. Bu durum karşısında neye uğradığını şaşıran kurban, artık çete liderinin tuzak kapanının içinde mahsur kalmışçasına, nereye başvursa veya nereye gitse, bütün oklar Ahmet GÜN’e çıkacaktır; çünkü bu organizasyonun içindeki V.D. Müdürü, V.D. Müdür Yardımcısı, V.D. Bölüm Şefleri, V.D. İcra Bölümü, V.D. Çalışanları, Vergi Müfettişi vs. bütün hepsi Ahmet GÜN’ün talimatıyla veya yönlendirmesiyle hareket etmektedir. Böylelikle tarife değişerek, çete lideri Ahmet GÜN, kurbanı suçlayarak, daha kolay çözülecekken olayın büyüdüğünü, bunun da sorumlusunun kurbanın ta kendisi olduğunu yüzsüzce deklare ederek kurbanı sindirmeye çalışacak ve bu olay için daha fazla emek ve mesai harcayacağını sebep göstererek, önceki istediği meblağların en az 2 katını isteyecektir. Çaresizlik içinde olan kurban, pazarlığa kapalı olan çete lideri Ahmet GÜN’ü dinleyerek, talep ettiği parayı çete liderine, hukuki mücadele vermek suretiyle müfettişçe uygulanan vergi tarhını ve ihtiyati tedbirleri kaldırmak karşılığında peşin olarak elden öder. Başlayacak olan hukuki mücadele için, çete lideri Ahmet GÜN’ün şartı olan daha sonradan çete üyeleri olduğu öğrenilen Şovalye Ahmet GÜN’ün bünyesindeki örgüt mensubu Avukatlarına sınırsız ve süresiz yetkili vekaletname talep edecektir (Kurbanın 2. kez sonu). Bunu da kabul eden kurban, apar topar notere gider ve çete lideri Ahmet GÜN’ün isteklerini yerine getirerek, istediği Avukatlara vekaletname çıkarılır. Tabii ki hain çete lideri, kötü emelleri için, tek seferde açılıp yargılanacak davaları birçok seferlere bölerek, hem kurbanın dikkatini dağıtarak kendi oynayacağı alanı genişleterek kurbanı içinden çıkılamaz bir karmaşa ve kaos içerisine sokacaktır. Böylelikle gerek mali gerekse de hukuki tüm sorumluluk, yetki ve kontrol başta çete lideri olmak üzere Ahmet GÜN çetesinin eline geçecektir. Buradan da anlaşılacağı üzere, gerek devlet kurumlarını yormak, meşgul etmek gerekse de onlara hata yaptırtmayı ve kazanılırsa kamuya daha fazla vekalet ücreti yükleterek devleti zarara uğratmayı alışkanlık haline getiren Ahmet GÜN’ün ne kadar devleti de karşısına alan bir hain olduğu açıkça ortadadır. Çete lideri Ahmet GÜN yönetiminde kurban lehine açılan vergi davaları, bazıları ilk başta kabul olsa da, bazıları ret olsa da, her dava başlamadan öncesinde aç gözlü çete lideri, kurbana yeni taleplerini dile getirerek daha önceden anlaşmanın sadece mali müşavirlik olduğunu ve işin hukuki boyutunun ayrı bir anlaşma gerektirdiğini savunarak, yönetimindeki örgüt üyesi hukukçular adına talebini yineleyecektir. Tabii ki sonuç belli olarak, kurban bu talepleri de karşılamak zorunda bırakılacaktır. Sürecin bir ileri bir geri olduğu bu durumda, hala olan bitenden bihaber ve çete liderinin kurduğu oyunlara kasıtsız olarak riayet eden kurban, artık çete liderinin tam anlamıyla avucunun içindedir. Yeni oyun alanları ve tahsilat imkanları arayan çete lideri, kendisine güvenen kurbanın tekrar mali yönden incelenmesi için örgütün üyesi olan müfettişlere talimat gönderecek, müfettişler liderlerinin talimatlarına uyarak, çete lideri ve üyeleri tarafından olumsuz kayıtlarını art niyetli bir şekilde kendilerine masumca inanan kurbanı insafsızca incelemeye alarak, çete liderinin talimatları doğrultusunda infaz etmek üzere idam sehpasına çıkaracaklar ve aynı işlem bir sonraki dönemler için tekrarlanacaktır. Böylelikle hain çete lideri Ahmet GÜN’ü yetkilendirdiği ana kadar, itibarlı, vergisini düzenli ödeyen ve tam anlamıyla dürüst bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kurban, maalesef artık hain, gözü dönmüş Ahmet GÜN’ün kurduğu oyunlar neticesinde, Ahmet GÜN gibi birisine güvenmenin bedeli olarak artık devlet nezdinde ne olup bittiğini anlamadan, bilmeden, istemeden, kastetmeden kendini anlatamayacak, aklayamayacak bir duruma düşürülmüş ve içler acısı bir durumdur ki, bir zamanların gıptayla bakılan iş adamı olan kurban, artık devlete borçlu, devlet nezdinde vergi kaçakçısı ve yargılanan olumsuz bir kişi pozisyonuna düşecektir. Düştüğü bu pozisyondan kurtulmak istedikçe, Ahmet GÜN tarafından tekrar tekrar baltalanarak yağmalanacaktır. Mali ve hukuki yetki tam anlamıyla elinde olan Ahmet GÜN, operasyonu devlet nezdinde bırakmayıp şahsileştirerek, kurbanı itibarsızlaştırmak adına her yerde düşürdüğü durumdan dolayı, sanki tüm bu olumsuzlukların mimarı kendisi değilmiş gibi, kurban hakkında ithamlarda ve harici iftiralarda bulunarak kurbanına haince düşmanlık yapacaktır. Sebebini soracak olursanız, kurbandan artık gözüne kestirdiği son büyük vurgununu yapmak için operasyon zamanı çoktan gelmiştir. Merak edecek olursanız son vurgundan kastım ise, kurbanın nakdi gücü bittiği için sahibi olduğu gayrinakdi değerleri (araçlar-tapular-altınlar-bonolar-senetler-hisse senetleri) elinden alıp kurbanı tamamen yağmalamaktır. Borçlar içinde çırpınan masum kurban, artık çete lideri Ahmet GÜN’ün gerçek yüzünü çok geç de olsa görmeye başlayacaktır. Kurbanımız, Ahmet GÜN’ün mali yönden sorumlu iken yaptığı bütün olumsuzlukların farkına varacak, maalesef kendine faydası da olmasa, Ahmet GÜN gibi hain bir kişinin hatta ve hatta bir dönemlerin FETÖ örgütünün Beylikdüzü İmamı olan, çocuk alıkoymaktan sabıkalı, araştırdığında çok çok eskilerden tıpkı anlattığımın benzeri gibi, birilerine bilinçli hainlik yaptığı, mağdur ettiği kişi tarafından sokak ortasında kurşunlanarak yaralanmak suretiyle ceza verildiği, birçok ailevi ve akraba sorunları nedeniyle mahkemelerde yargılandığı, muteber bir insan olmadığını, alkolik ve gerçek anlamda tam bir hain olduğunu ve kurduğu örgütün yöneticisi olan gerçek yüzünü ifşa etmeye başlayacaktır. Konumuza dönecek olursak, çete lideri Ahmet GÜN’ün bu derece hainleşmesinin sebebi ise, takdir edeceksiniz ki artık kurbandan alabileceği canından başka bir şeyi kalmamış olması ve Ahmet GÜN’ün artık kendi planlayarak kurguladığı bu operasyonu kendi cephesinden bakıldığında eksiksiz olarak tamamladığı ve doyuma ulaştığı için, yağmalama şartlarını daha fazla zorlamayarak operasyondan sessiz ve sedasız bir şekilde uzayıp gitmek ve olaydan tamamen kendini sıyırmak istemesi ve yukarıda da belirttiğim gibi kurbanın olayı kişiselleştirip, suçlu örgüt lideri Ahmet GÜN’ün üzerine hukuken gitmesini engellemek adına kayıplara karışmak istemesidir. Ancak gözünü para hırsı, hainlik, insafsızlık bürüyen çete lideri Ahmet GÜN, akan suyun her zaman yolunu bulması gibi, doğrunun er ya da geç ortaya çıkacağını, kimseye yapılan kötülüğün hiç kimseye kar kalmayacağını unuttuğundan ve hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu gibi hainlere paye vermeyeceğini, o küçük beyninden çıkarmış olacaktır ki, şuan gerçekten kelimenin tam anlamıyla baltasını taşa vurmuştur. Bahsettiğim kurbanlara gerçek manada üzülürken, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüce adaletine bir kez daha güvenimi tazeleyerek, bu gibi müptezel çete lideri Ahmet GÜN’ün kurduğu hain, özel ve resmi belgede sahtecilik yapan, naylon fatura tanzim eden, sahte fatura ve sevk irsaliyeleri tanzim eden, kamu görevlilerini rüşvet karşılığında maşa gibi kullanan, 10-15 tane soytarı diyebileceğim satılmış ancak devletten maaş almaya devam eden hainlerden ve bilimum örgüte mensup şahsiyetsizlerden oluşan örgüte ve başta çete lideri Ahmet GÜN olmak üzere tüm örgüt mensuplarının cezalandırılmasını tüm okuyucularım gibi ben de temenni ediyorum. BUNUNLA BİRLİKTE ÖRGÜT MENSUPLARININ ÖZELLİKLE ÇETE LİDERİ AHMET GÜN’ÜN MALVARLIĞI SORGULANDIĞINDA BU ÖRGÜT ÜYELERİNİN MAĞDUR KİŞİLERİN MALLARINA VE GEÇERLİ TÜM AKÇELERİNE TAM ANLAMIYLA ÇÖKTÜKLERİ VE UHDELERİNE GEÇİRDİKLERİ VE BU ÖRGÜTÜN ORGANİZE BİR SUÇ ÖRGÜTÜ OLDUĞU VE SAYISIZ MAĞDURLARI OLDUĞU AÇIKÇA VE TÜM SOMUTLUĞUYLA ORTAYA ÇIKACAKTIR. Bu arada, siz değerli okurlarıma yukarıda anlatmak istediklerimi örneklendirmek de gerekir ise, çete lideri Ahmet GÜN’ün, ikamet ettiği ultra lüks malikanenin, yetkili mercilerce tapu kayıtlarının incelenmesi neticesinde, bu tapunun kimden ne karşılığı alındığının tespit edilmesi halinde, yazmış olduğum bu yazıya açık ve somut bir delil olacaktır. Benim şahsen bildiğimi, siz değerli okuyucularıma ipucu vermek adına paylaşmak isterim; çete lideri Ahmet GÜN’ün ikamet ettiği malikanenin eski sahibi, bir dönemlerin efsane kaçakçılıkla yargılanan bakanının mahdumu (S.M.) olup, efsane bakanın mahdumu, malikaneyi kaçakçılıktan yargılanırken kurtarma hizmet bedeline mahsuben kısmi ödeme olarak Ahmet GÜN’e devretmiş ve EFSANE BAKANIMIZIN MAHDUMU AYNI SİTEDE BAŞKA BİR MALİKANEDE İKAMET ETMEKTE OLUP ÇETE LİDERİ ŞOVALYE AHMET GÜN İLE YEDİKLERİ İÇTİKLERİ AYRI GİTMEMEKTEDİR !!

 

Sonuç olarak, siz değerli okuyucularımın affına sığınarak, özgür ve tarafsız gazeteciliğin kuralları gereği şahsi kanaatimce, sizlere açıkça hiçbir yorum katmadan araştırıp bulduklarımı, şahit olduklarımı paylaştığımı, yazacağım yazıların ilkini açıkça yorum katmadan olduğu gibi yazdığımı beyan eder, son günlerde kamoyunun gündemini meşgul eden ve yukarıda belirttiğim çete lideri Ahmet GÜN’ün 1. ve 2. yöntemde seçtiği kurbanlara yaptığı hainliği, TV kanalındaki beyanı üzere mali avukatlığını yaptığını iddia ettiği, şuan haklarında soruşturma bulunan Dilan-Engin POLAT çiftine de uygulama fırsatı eline geçmeden tarafsız yargı tarafından cezalandırılır. Bir sonraki yazım: NAYLON FATURA KRALI ÇETE LİDERİ AHMET GÜN Bir sonraki yazımda, siz değerli okurlarıma çete lideri Ahmet GÜN’ün naylon faturacılık üzerine nasıl saadet zinciri kurduğunu, akıllara zarar verecek şekilde nasıl gelirler elde ettiğini, Türkiye’nin çeşitli illerinde, çeşitli sektörlere komisyon karşılığı naylon fatura satmak üzere kurduğu şirketleri ve bu faturaları sattığı şirketleri nasıl haince tuzağa düşürüp yağmaladığını tek tek açıklayacağım. AYRILMAYIN BEKLEYİN GELİYORUM !!!

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
SARAL KARDEŞLER SUÇ ÖRGÜTÜNE ŞAFAK OPERASYONU
SARAL KARDEŞLER SUÇ ÖRGÜTÜNE ŞAFAK OPERASYONU
KADINI 4.KATTAN ATAN AVUKAT ÖNCE GÜLÜP SONRA MÜZİK AÇMIŞ
KADINI 4.KATTAN ATAN AVUKAT ÖNCE GÜLÜP SONRA MÜZİK AÇMIŞ